Perşembe, Haziran 07, 2007

"Sen bi telefon olsan nasıl olurdun?"

Bu yıllar çok-markalılığın (co-branding'in) altın yılları herhal... Önce markalar kendilerini tek bir kavrama zerk edip birer "single-minded" birer pazarlama canavarı oldular, şimdi ise bu tekil kişilikli markalar, başka markalarla biraraya gelip yeni sentezler oluşturuyorlar, baharatlar gibi...

Ancak işin tek boyutu da bu değil, "O yaptı benim de yapmam lazım" güdüsü ile, ya da ulvi 'buzz'ımız "brand-experience"a yatırımı yapmak için, diğer bir deyişle, "Marka evrenim ne kadar derin olursa o kadar iyidir" mantığını takiben markalar başka markalarla sevişir oldular.

Bu eğilimin en bariz uygulamaları cep telefonu pazarında yaşandı. Önce bir, benim hatırlayabildiğim örneklere bakalım:

Samsung & Bang&Olufsen - Serene: Elbette ki telefonun üstünlüğü olarak "ses kalitesi" ve "tasarım" öne çıkıyor
















Motorola & Dolce&Gabbana - Razr V3i: Motorola'nın Razr serisinin D&G'laştırılmış hali. Basit bir "mash-up" aslında, ve bu özellik de onun üstünlüğü, çünkü "mash-up" demek "moda" demek :)














LG & Prada: Tabi ki tas-tas-tasarım ve elegans. Zavallı telefonun dokunmatik (touch-screen) ekranı Apple iPhone'un gölgesinde kalsa da bu bir pazarlama yenilgisidir. Tasarım ve teknoloji anlamında bu yenilikte alkışlanması gereken bence LG Prada Phone'dur

















Vertu & Ferrari: 360 derece "prestij", bu telefonu ilk gördüğümde aklıma gelen soru şuydu; "Acaba Ferrari'si olmayan insanlar bu telefonu alır mı?" oldu, diğer telefonlarda bunu hissetmedim, çünkü o telefonlar tek başına yakta durabilecek ürünler ama bu Vertu tam bir gösteriş objesi















Sagem & Porsche: Telefon özelliklerini tam bilmiyorum ama bu işte bir hayal kırıklığı olabilir. Malum Porsche'nin aynı zamanda bağımsız bir tasarım grubu var. Porsche Design isimli bu şirket tamamen ticari amaçlı ve otomobil grubundan bağımsız olarak başka markalara tasarım hizmeti veren bir ofis. Elbette o da bir Porsche şirketi olduğundan, Porsche değerlerini %100 paylaşıyor ve tasarım becerisi de tartışılmaz, ama muhtemelen bu telefonun performansı ve özellikleri Sagem imkanları ile sınırlı. Müthiş bir performans telefonu geliyor diye düşünmek doğru olmaz. Özetle bu telefon performasnını değil keskin görünümünü babasından alacaktır.














Hummer (Tasarım: Modelabs, üretici: belirtilmiyor): Bu telefonda şimdilik bir çok-markalılık durumu yok ve şimdilik operasyon bir "merchandising" girişmini andırıyor. Göreceğiz...



















Asus & Mercedes - Asus P526: Alman mühendisliği ile Japon/Kore (her neyse) mühendisliğinin tam bir öpüşme noktası. Hem yalın, hem şık, hem de "yüksek donanımlı" bir telefon. Tahminen bu birliktelik dizüstülere de geçecektir... Hadi hayırlısı!
















Sony Ericsson (ki zaten kendisi de çok-markalı)ve Nokia bu rüzgarı henüz kullanmadılar. Ayrıca ben özellikle Philips ve Toshiba'dan da bu tür girişimler bekliyorum. Başka ne vardı acaba?

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Acer'ın Ferrari'li, Asus'un da Lamborghini'li dizüstülerini hatırladım ben de.

Telefonlardan da Nokia 8800 Aston Martin var atladığınız efendim ;)