Çarşamba, Kasım 26, 2008

Uyanın! Dünya değişti





O kadar tembelim ki... Bir süredir bir sunum yazasım var, neler olduğuna dair ve nerede sıkışacağımıza dair ama tembellikten yapamıyorum. ama bari Swedish Fish kampanyasını şu bloga ekleyip niyetimi açık edeyim. Hem bana da hatırlatma ve vicdan azabı olur.

"A friend you can eat" gibi bir kampanyanın nereden çıkmış olacağını, insightının ne olduğunu "geleneksel" reklamcılıkla anlamak mümkün değil. Ya da anlayan varsa bana da öğretsin, çünkü ben anlamıyorum oradan bakınca. Ama buradan bakınca anlıyorum.

Aslında artık sadece hikaye, anlam, "insight creation" -ya da adını siz koyun- paylaşılan bir dönemdeyiz... Artık ürün odaklı ya da marka odaklı bir "farklılaşma" stratejisi gibi bir şey yok. Çünkü ürünlerin çoğu artık farklılaşamayacak kadar birbirine benzer ve muhteşem fazla ürün ve marka var. Metrekare başına o kadar çok marka düşüyor ki tüketici "kimin nesi neydi" diye sizin "çünkü"lerinizi aklında tutamıyor. Çünkü tüketicilerin reklam ajansları gibi "otomotiv markası", "FMCG markası" gibi kategorize edilmiş markaları yok. Onların sadece markaları var.

İşte bu tatlı balık kampanyası da bu yeni anlayışın pürüpak bir fotoğrafı. Ürün şekli ilk mi? değil, ürün çok mu acaip? değil, bu isimden zorlasak buraya varılır mı? neden zorlayalım ki... İşte geleneksel reklamcılıkla varılamayacak bir konumlandırma ona uygun bir kampanya...