Cannes 2007 ile ilgili cok beklentim vardı, her yıl olduğu gibi yepyeni işler görüp hayran kalmak hatta biraz kıskanmak niyetindeydim. Ancak Web 2.0 ve rss sağolsun, bu sene benim için hiç sürpriz yok. Hemen hemen her işi -bronzlar da dahil- bloglardan görmüştük, bizim evrensel reklam yapmayı öğrendiğimiz yıllardı bunlar ama evren başka bir reklamcılık anlayışına geçivermişti ve hepimiz yeni medyanın kucağına oturduk, eskiden yaratıcıların dudak büktüğü P&G ve Unilever markaları en önemli ödülleri toplayıverdi, interaktifin dışındaki pek çok katagoride de viral ya da gerilla amaçlı üretilen işler ödül aldı (En başta Dove'un "evolution" filmi) ve hepsinden önemlisi ve hepsinin aslında sebebi olarak da kampanyaların merkezinin artık TV olmadığını gördük... Artık fikir 30"de değil, internette, konsol oyunlarında ve sokaktaydı.
Kendimi zorlayarak bir tek şeye şaşırdım; CP+B'nin en iyi interaktif ajansı seçilmesine. Dünyanın en başarılı ajanslarından olan Crispin bir kitlesel iletişim ajansı olarak aldığı ödüllerden sonra şimdi interaktif dünyanın da yıldızı. Bu bizim bildiğimiz beslenme zincirinin aksi yönünde bir hareket. Herkes Viral Factory'nin standart "global network ajansı" olmasını beklerken, zaten dev bir ajans olan CP+B
kendini ineraktife de yönlendirdi ve becerisi tasdiklendi.
Hemen listelere bakıyorum. Crispin'in interaktifte bir altını, bir gümüşü ve iki bronzu var. Yanısıra film kategorisinde dört altın, bir bronzu var. Ve ödüllerin ödülü Titanium Grand Grix de Crispin, Porter ve Bogusky'nin...
Bu arada açıkhava, basın ve radyoda tek ödülü bile yok bu ajansın. Birkaç senedir Alamet-i farika'nın CP+B'ye özendiğini hatta içten içe bu ağın bir parçası olmayı arzuladığı düşündüğümü hiç söylemiş miydim?
1 yorum:
Galiba Eksi Sozluk'te gormustum, baska birisi de Rafineri'nin CP+B'nin mumessilligini almayi amacladigini yaziyordu.
Yorum Gönder