toyota etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
toyota etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Ekim 12, 2010

Samsung is the new Toyota!

İddiamın marka imajı ile ilgisi yok. Aslında sadece zihinlerdeki popüler uzak doğu markası kontenjanı ile ilgisi var. 80 ve 90'ların başında Sony'nin, sonra 90 ve 2000'lerde Toyota'nın sahip olduğu kontenjanı şimdi Samsung kullanıyor. Tekrar ediyorum, bunun imajla ilgisi yok, bu Tempra-Vectra-Passat kobi üçlemesi gibi bir ilerleme ya da skala da tanımlamıyor. Sadece popülerlikten söz ediyorum. Yoksa en başarılı uzk doğu markası kimine göre Uniqlo, kimine göre de Nintendo da olabilir.

Ancak zamanında Toyota sayesinde kendi atamın elinden çıkmış gibi öğrendiğim Kaizen mantığı Samsung'da da kendini bulmuş gibi. Bu arada Samsung derken Elektronik kısmından söz ediyorum, yoksa Samsung dediğin çimentodan modaya (en son Ferre'yi aldılar) bir grup.

Kaizen basitçe sürekli ilerlemeye odaklı bir düşünce sistemi. Kaynaklardan okursanız size çok ulvi Zen'e bulanmış bir felsefi bakış gibi gelebilir ama benim sığ dünyamda anlamı çok net: İlk taklit ederek başla, sonra orijinalinden bile iyi/hızlı/ekonomik üretmeye başla (bkz JIT), bunu iyi yapabildiğin zaman ciron muazzam hale gelecek ve ancak o zaman yenilikçiliğe yatırım yap ve hedefini uzağa koy, ancak o zaman sektörün lideri sen olursun...

Neyse uzatmadan... İşte Samsung'un 2020 vizyonu ve Toyotavari (daha öncesinde Sonyvari) şık hedefleri. Sony ve Toyota bir sonraki aşamayı iyi göremedi ama umarım Samsung liderlikten sonra hayat var mı sorusunu daha olumlu cevaplar.

Perşembe, Ağustos 16, 2007

Hondamentalizm dediğin Optimizm değil mi?

Optimizm, Toyota'yı Toyota yapan yapı taşlarından biri. Türkiye ve tüm Avrupa için "Today. Tomorrow. Toyota"; Amerika için "Moving forward" ve F1 için kullanılan "Practice makes perfect" ifadeleri birer reklam sloganından öte markanın optimistik rolünü tanımlar (adidas'in "impossible is nothing"i gibi). Toyota için Toyota Way'den sonra belki de optimizm gelir. Ve işte o optimizmi tüketiye tanımlamak görevi de iletişimindir. Japonya'da zaten kültürel bir birleştirici unsur olan optimizmi taşımak/yansıtmak kolaydır. Amerika'da da bir şekilde iletişim bu görevi büyük başarı ile sürdürmektedir. Ancak Avrupa bu naneyi bir türlü sindirmemektedirler. Tabi bu sindirilmezlikte, felsefe dediğinin hem ağır hem de ciddi olmak zorunda olduğunu düşünen Avrupalı iletişimcilerin de etkisi büyüktür. Uzun lafın özü, Optimizm aynı zamanda Toyota'nın Avrupa başarısı önünde kazık gibi duran bir "sıkıcı"lık heykelidir. O engel de kalkınca muhtemelen Avrupa da Toyota hastası olacaktır. VW ve Ford gibi markaların başı acaip belaya girecektir.

Bunca Toyota reklamı(?) yapmamın bir nedeni birazdan izleyecek olduğunuz Honda reklamlarının aslında ne kadar da Toyota reklamı olduklarını göstermek. Dediğim gibi önünde sonunda optimizm dediğin Japon olmaktan geliyor. Ee, Honda da Japon, onlar optimist değil mi? Elbette öyle. Hatta "Power of dreams" dediğin şeyin özünde de optimizm var. Ve işte bu "power of dreams" fikri de yine Amerika'da Honda'yı Honda yapan iletişim fikri. Bakın bakiim su "optimizm" harikasına:



Ama işte mesele şu ki, Avrupa kıtasına gelince şu optimizmi anlatmak dünyanın en acaip işi oluveriyor. Bir kasvet, bir ulviyet, bir rehavet... Aman aman.

Yine de tabi ki gözünü sevdiğim W+K Londra elbette Toyota'nın Saatchi'sinden cok daha iyi bir performansla biraz daha eli yüzü düzgün, en azından sıkıcı ama dikkat çekici ve anlaşılır bir kampanya yapmış.

Ve karşınızda Honda'nın Avrupalılara optimizm anlattırıp bir anda Toyota'ya dönüşüverdiği an. İşte Hondamentalizm:

Açılış Filmi:


Devam kampanyası:









Bu da neden beni sınav ettiğini anlamayıp sinirlendiğim, sinirlendikçe sıkılıp cevapları uydurduğum, sonra da sıkıldıkça sinirlenip bitirmeye çalıştığım Hondamentalizm testinin yer aldığı sayfa. Uyduruk cevaplarıma rağmen benim bir tutku insanı olduğumu ilan eden(hondamentalizmde tutku, gerçek yaşamdaki saksı kafalı olmak özelliğine denk geliyor olmalı)kabus sayfa da burada:


Valla hayatta başarılar diliyorum hem Honda'ya hem Toyota'ya. Bakalım hangisi biz pesimist, melankolik ve ansiyete sorunu olan Avrupalıları bir anda optimistik yapacak?