Salı, Nisan 29, 2008

Less is more

Bu 'less is more' lafına arada çok gıcık oluyorum. Hem bir de bilmiş bilmiş söylenir ya bu laf, büyük bir hayat dersiymişçesine... iyice gıcıktır. Lakin, korkarım bu lafı işime gelince ben de bilmiş bilmiş kullanıyorum. Gıcık görünmek de bazen insana iyi geliyor. Bilmem bu aralar nasıl bir ruh halinde olduğumu yansıtabildim mi. Neyse... bir blogterapi amacım yok. Konuyu reklama bağlayacağım bir şekilde.

İşte bir kısa ama çok iddialı bir cesaret iletişimi.




Böyle cesur işleri reklamcılık adına takdir ediyorum etmesine de, bazen bazı markaların da büyük laflar edip cesurmuş gibi yapmaları bana bir garip geliyor. O ödünç-cesaret bazılarına yakışmıyor. Ben bundan sonra bu markalara Milli Vanilli diyeceğim. Ne diyeceğimi unutursam Cyrano de Bergerac derim. Onu da unutursum, bir bahane ile konuyu bulandırıp 'less is more' lafının sıkştırırım araya. Karşımdaki afallamışken de kaçarım

Hiç yorum yok: