Cuma, Mayıs 22, 2009

Reklamımdan film olur mu? - "Movie placement"


Hayatımda izlediğim en hayal kırıklığı filmlerden biriydi Jet lag isimli, Juliette Binoche&Jean Reno filmi. İki oyuncunun da kariyerinin en parlak dönemiydi, ikisi bir araya gelmişti, film Paris'te geçiyordu... ancak filmi izleyince bunun 90 dakikalık pahalı bir Hilton reklamı olduğunu anladım. Paris Hilton. İsim benzerliği. Seviye de benzer.

Filmde baş rol kesinlikle otelindi ve hikaye otelin her yerini gösterebilmek üzere zorlamalarla doldurulmuştu. O an ürün yerleştirmenin sınırını aşıp film yerleştirme haline gelebildiğini gördüm. Bu filmin ardından ürün yerleştirme sınırını aşan filmlerden, dizi ve programlardan uzak durmaya çalışıyorum. Jimmy Kimmel'ın aşağıdaki videoda bahsetti Grey's Anatomy'den mesela.

Lakin medya olanakları arttıkça, zerafetten nasibini almamış bu marka yönetimi anlayışları yayıldı. Neden anlamıyorum. İdeal dünyada, bu aşırı kullanımların ters tepmesi ve soyunun tükenmesi gerekir. Bir şekilde dengenin bulunması... Ancak demek ki bu iğrençlikler bile pozitif etki yapıyor ki insanlar hala bağlayıcı (engaged) iletişim yerine kesici(interrupter) iletişim yapabiliyorlar.
Nitekim bu kötü alışkanlık internet mecrasına da bulaştı. Ancak bu kez baltayı taşa vurduklarını tahmin ediyorum. Çünkü gönüllü tüketilen bir mecra olan, dolayısı ile tüketenin kontrolü elinde tuttuğu internette bağlayıcı içerik esas. İnsanlara zorla saçmalık izletemiyorsunuz. Ya da sinemada olduğu gibi bolca reklamla insanları salonların önüne yığıp parayı da peşin aldıktan sonra, 90 dakika açı çekiyor olmasını ya da salonu terkedenler olmasını umursamamak gibi bir şansınız yok. Mecbursunuz. Eğlendirmeye ya da etkilemeye ya da kaliteli olmaya ya da şaşırtmaya...

Belki ben anlamadım ama Dior gibi "zerafet" timsali bir markanın aşağıdaki işi yapması beni bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Marion Cotillard'ın oynadığı (yardımcı kadın, esas kadın bir çanta) ve Dior'un çantaları için yapılan bu webisode projesinin ilk filmi The Lady Noire Affair'i site üzerinde izlemeye çalışırken ölecektim sıkıntıdan. Arayüzde bir durdurma ya da ileri atlama gibi bir şansım olmadığı için de acı çekerek sonuna kadar izledim. O kadar acı çektim ki kayıtsız kalamazdım. Siz de aynı acıyı çekmeyin diye tanıtım videosu(trailer) bu:

Acı çekesi olanlar için de site bu:

Sabırlar diliyorum.

Hiç yorum yok: