Pazartesi, Şubat 26, 2007

Hedef kitleye bensem, doğru...

Brezilya'lı bir emekli hayat kadının (Portekiz'de) çıkardığı bir kitap için yapılmış işleri gördüm invisible red'de...

Önce işlere bayıldım, sonra aslında "bloglara girsin" amacı ile yapılmış, mastürbatif bir iş olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğradım, bir an sonra kitabın adını ezberlemeye çalıştığımı farkedince hedef kitlenin "ben" olabileceğim ihtimalini düşünüp bir daha şaşırdım.

Bu kitabın Türkçe'ye çevrilme ihtimali olmayabilir ama eğer olsaydı ben rafta gördüğüm an, ya da bir ilan ile bu kitabı hatırlayıp alacaktım.

Bu durumda bu işi yapan ajans, küçücük bir bütçe ile global bilinirlik hedeflemiş olabilir mi?

Beni boşverin, benim bu kitaba hayrım yok... Peki ama İspanya'dan bir yayımcı, ya da İngiltere'den bir çevirmen, ya da İtalyan bir yönetmen bu işler sayesinde bu kitapla ilgilenir mi?...

Demem odur ki bazen indirekt karşılaşmalar, direkt sizi hedefleyen mesajlardan daha cazibeli olabilir... Reklama konu olan ürün ve hizmetin potansiyelleri, o ürünü internet ve viral iletişim için biçilmiş kaftan haline getirebilir ve bilinçli kullanıldığında bu mecra boyundan çok daha büyük işler başarabilir.

Herneyse kitabın yazarı Bruna Surfistinha ve adı ise "O Doce Veneno do Escorpião". (Anlamı, 'The sweet scorpion poison'mış) Kampanya üç ayaktan oluşuyor:

1. Kamuya açık açık alanlara bırakılan seksi poloroidler ile "Beni daha iyi tanımak istiyorsan: www.presenca.pt" gibi bir mesajı verilir.


















2. Bar, restaurant, umuma açık tuvaletler, seks shoplar, vb. gibi noktalara yerleştirilen ruj izli mendiller üzerinde kitaptan bir alıntı ile yine siteye yönlendirme yapılıyor: "Her şeyi gördüm ve yaptım. Beni ürkütecek bir fantazi yok"















3. Yangın musluklarının yakınında kullanılan etiketler ile: "The sweet scorpion poison'u okuduktan sonra çıkacak yangını söndürmek için"

Hiç yorum yok: