Eğer şükretmeni kolaylaştırıyorsa alkol hala haram mıdır? Bir yasak aşksa seni tanrıya yakınlaştıran günah mıdır? Amaç üzümü yemek midir, bağcıyı övmek midir? Eğer günahsız yaşamaksa hedef, hiçbir şey yaşamamak mı gerekiyor zekan seni sürekli sorgulamaya itiyorsa... Zeka veren şeytan mıdır?
Tanrı bizi deneyimden uzak tutmaya çalışıyor olamaz. O koca deney içinde şeytanı haksız çıkarmaya çalışıyorsak, her seferinde şeytana yakın olmamız gerek ki bir seçim yapalım. Her seferinde şeytana bir selam çakıp sonra da tekmelemek için de her seferinde bir yasakla yüzleşmek gerek. Her sevaba bir günah gerek.
Yoksa bitkiler tek cennetlik canlılar olur. Kediler bile çokeşliyken bizim kendimize koyduğumuz o kurallar sadece ruhumuza küfür olur. Bize tüm verilenlere, tüm merakımıza, tüm irademize... Oruç şeytana karşı duruşsa, ondan bir ilham almak gerek. Her haramı bir hakediş olarak bir kez yaşamak gerek.
Önce yaşama cesareti lazım, önce kendi inancına inanç lazım. Kendi inancına bile inanmayıp her şeyden kaçan sadece korkak olur. Tanrı korkak değil güçlü yaratandır.
Sen ki korkarsın sınırları karıştırmaktan. Korkarak yaşlanacaksın. Korkarak mahrum kalacaksın. Korkunda yalnızsın.
Sen ki bir ruhu kurtarmanın önemini anlamazsın, sen ki sadece kendi ruhunu kollarsın, sen şeytanla benzer bir çıkış noktasındasın. Güvenmezsin, riski karşına almazsın, bitkiden güçlü değilse iraden kaçarsın.
Bir eşcinselin kendi vücuduna rağmen sevmek ve yüceltmek cesareti bir başka eş bedeni, ne de güzel bir karşı duruştur. Ne kadar yüce bir meydan okuyuşudur ruhun cisme. Sen bunu anlamazsın.
Bir ayyaşın yitik bilincine rağmen huzuru diretmesi ne büyük bir tokattır şeytana, ne değerli bir yüce iradedir. Sen bunu yok sayarsın.
Ve dört kitaba götünü yaslayıp başkasına kibirlenen, başkasını hor gören... Sen sadece şeytana yararsın.
İnanmamak bir çözüm. Zevkten kaçmak bir diğeri... Kitabı kitabına yaşamak da var. Bir de şeytanı görünce yol değiştirmeden, tam da karşısına çıkıp ona 'Senden daha güçlüyüm' demek var.
İzninizle ben onu deneyeceğim.
Tanrı bizi deneyimden uzak tutmaya çalışıyor olamaz. O koca deney içinde şeytanı haksız çıkarmaya çalışıyorsak, her seferinde şeytana yakın olmamız gerek ki bir seçim yapalım. Her seferinde şeytana bir selam çakıp sonra da tekmelemek için de her seferinde bir yasakla yüzleşmek gerek. Her sevaba bir günah gerek.
Yoksa bitkiler tek cennetlik canlılar olur. Kediler bile çokeşliyken bizim kendimize koyduğumuz o kurallar sadece ruhumuza küfür olur. Bize tüm verilenlere, tüm merakımıza, tüm irademize... Oruç şeytana karşı duruşsa, ondan bir ilham almak gerek. Her haramı bir hakediş olarak bir kez yaşamak gerek.
Önce yaşama cesareti lazım, önce kendi inancına inanç lazım. Kendi inancına bile inanmayıp her şeyden kaçan sadece korkak olur. Tanrı korkak değil güçlü yaratandır.
Sen ki bir ruhu kurtarmanın önemini anlamazsın, sen ki sadece kendi ruhunu kollarsın, sen şeytanla benzer bir çıkış noktasındasın. Güvenmezsin, riski karşına almazsın, bitkiden güçlü değilse iraden kaçarsın.
Bir eşcinselin kendi vücuduna rağmen sevmek ve yüceltmek cesareti bir başka eş bedeni, ne de güzel bir karşı duruştur. Ne kadar yüce bir meydan okuyuşudur ruhun cisme. Sen bunu anlamazsın.
Bir ayyaşın yitik bilincine rağmen huzuru diretmesi ne büyük bir tokattır şeytana, ne değerli bir yüce iradedir. Sen bunu yok sayarsın.
Ve dört kitaba götünü yaslayıp başkasına kibirlenen, başkasını hor gören... Sen sadece şeytana yararsın.
İnanmamak bir çözüm. Zevkten kaçmak bir diğeri... Kitabı kitabına yaşamak da var. Bir de şeytanı görünce yol değiştirmeden, tam da karşısına çıkıp ona 'Senden daha güçlüyüm' demek var.
İzninizle ben onu deneyeceğim.
3 yorum:
"O kalpler günahlarla öylesine mühürlenmiştir ki, artık onda Allah sevgisi kalmamıştır." Hz. Muhammed (s.a.v.)
:)) Gayet güzel bir yazı olmuş.
oww çok kötü...
Yorum Gönder